kendimi bir şey gibi hissedemediğim her ev rüyamda
üzerime yıkıldı. bazıları yıkılana kadar uyanmadım. bazı akşamlar sabaha kadar
n’olur bilmiyorum. ne çok cevap borçlusunuz bana. beklemeyi bir parkta terk
ettim. evet. dilimi ısırmadan konuşmayı hiçbirinizden öğrenmedim. belki kendi
kendime kazanıp kaybettiğim hiçbir savaştan sizler sorumlu değilsiniz ama
düşünmeden kurduğunuz cümleler, söylediklerin sonra unuttuğunuz kelimeler günah
gibi dikildi durdu bir yerlerde. siz bunu da bilmezsiniz. hangi sokaktan
hangisinin tokadını yediğimi ben de bu yüzden bilmiyorum. ibrahim’in ateşle
ahbaplığı eskilere dayanırmış. ben yeni tanıştım. ateş belki ibrahim’i sever
ama beni sevmedi. bunlar uyusun kalsın. bir zaman kırılmakla ilgili bir şeyler
söylemişti birisi. hepsi öyle kafamı çevirince kayboldu gitti. insan yalnız
kalınca bildiklerini unutur ya da bildikleri yüzünden yalnız kalır. bir önemi
yok çünkü hatırlamak sizin hiçbir yerden ahbabınız değil. öylesine yaşayıp
öylesine konuşuyorsunuz ama dağ sırtında taşıyana ağırdır. siz çok dağı
öylesine öksüz bırakmışsınız. ne çok hiçbir şeyden haberiniz yok. ne de güzel
uyuyup uyanıyorsunuz. biriyle ya da birileriyle uyandığımda da hiçbirini
unutmamıştım ben. tebrik beklemiyorum ama teşekkürünüzü edecekseniz karşı kaldırımda
durayım ben. uzaklaşamadığım her yerden aynı şeyi öğrendim. bu yüzden ben
kırılmayı puttan iyi biliyorum. evet. ne saçma değil mi.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder